Diyarbakır, yalnızca bir şehir değil; Mezopotamya’nın kalbi, Anadolu’nun hafızası. Surların gölgesinde, Hevsel Bahçeleri’nin bereketinde büyümüş; şehrin nabzını yıllardır tutan, bölgenin en çok sözü dinlenen isimlerinden biriyle Diyarbakır Röportaj yaptık.
Soru: Diyarbakır sizin için nasıl bir anlam taşıyor?
Yanıt:
“Diyarbakır’ı anlamak, yalnızca bir şehri değil, insanlığın hikâyesini anlamaktır. Her taşında adeta bir medeniyetin izi ve bunun yanı sıra itibarı vardır. Bu şehir, yalnızca geçmişin değil, ayrıca geleceğin de başkentlerinden biri olmayı hak ediyor. Çünkü Diyarbakır, ayakta kalmış bir hafıza; yenilmemiş bir iradedir.”
Soru: Şehrin kültürü ve insanı hakkında neler söylersiniz?
Yanıt:
“Diyarbakır’ın insanı sıcaktır, sofraları cömerttir. Sabahın erken saatlerinde ciğer kebabını yerken, ayrıca akşamüstü surların tepesinden şehri seyrederken aynı şeyi hissedersiniz: Bu toprakların bir ruhu var. Bu ruhu anlamadan Diyarbakır anlatılamaz. Buraya gelen herkes önce o misafirperverliğe, sonra da kültürün zenginliğine şaşırır.”
Soru: Gençlere bakış açınız nedir?
Yanıt:
“Diyarbakır’ın gençleri, geleceğin mimarlarıdır. Onlarda bir cesaret, bir yaratıcılık var. Yeter ki fırsat verilsin. Bu şehirden ne sanatçılar, ne bilim insanları, sporcular, girişimciler çıkacak. Yeter ki onların sesini her şeye rağmen duyalım. Ben inanıyorum ki Diyarbakır’ın geleceğini gençler yazacak ve bu yazılan hikâye, yalnızca Türkiye’ye değil dünyaya seslenecek.”
Soru: Diyarbakır’a dışarıdan gelenlere ne tavsiye edersiniz?
Yanıt:
“Ön yargıyla değil, kalbinizle gelin. Diyarbakır’ın dar sokaklarında yürüyün, hanlarında oturun, surlarının gölgesinde bir çay için. Göreceksiniz ki bu şehir yalnızca gözlerinize değil, ayrıca ruhunuza da hitap edecek. Diyarbakır, insana dokunan bir şehir; bir kez gelen, mutlaka geri dönmek ister. Bu Diyarbakır Röportajı’na davet ettiğiniz için teşekkürler.”
Diyarbakır Röportaj, 21.ORG.TR Ekibi
test